Ağrı Nedir?
Ağrı Nedir: Bir yaralanma veya hastalığa işaret eden rahatsız edici hisse tıbbi olarak genellikle ağrı olarak tanımlayabiliriz. Ağrı; çoğunlukla bize bedenimizde bir şeylerin doğru gitmediğini gösterir ki bu da ağrı tedavisi için bize bir işaret verir. Ağrının amacı budur da diyebiliriz. Diğer bir ifadeyle yaralı veya hasta isek, bunu fark etmemiz veya bir şeyler yapmayı bırakmamız için bizi rahatsız ederek farkındalık oluşturmasıdır.
Vücudumuza zarar veren bir şey yaptığınızda, beynimiz ağrı tepkisini tetikler. Yakıcı bir maddeyle temas etme sonucu hissettiğiniz AĞRI veya ACI, vücudumuzun bize yakıcı madde ile temasımızı kesmemizi ve zarar gören bölgeyi soğutmak için harekete geçmemiz gerektiğini söyleme şeklidir. Yaralı bir ayak bileği üzerinde yürürseniz ve ağrıyorsa, bu aynı zamanda vücudunuz size durmanızı söyler.
Ağrı algısı kişiden kişiye değişir. Bir kişinin kemiği kırılmış olabilir ve bunun farkına bile varmazken, bir başkası aynı yaralanmadan dolayı ciddi bir acı hissedebilir. Bunun nedeni, ağrıya vücudunuzdaki sinir lifleri aracılık eder ve bu sinir liflerinin beyne ağrı sinyalleri gönderme görevi vardır (ki bu çok hızlı gerçekleşir). Beyne giden yolu bulduklarında, beyin sizi acıdan haberdar etmek için harekete geçer. Her insanın vücudu farklı olduğu için sinir lifleri ve beyni aynı uyaranlara farklı tepkiler verebilir. Bu, ağrı algısı ve ağrı toleransının neden bir kişiden diğerine bu kadar farklı olabileceğini açıklamaya yardımcı olur.
Dr. Alparslan KAHVECİ’nin Ağrı Yönetimi
Ağrıyı dindirmek kutsaldır diyebilirim. Bazen ağrıya neden olan sebebi ortadan kaldıramasanız bile ağrıyı kesmeniz gerekir. Vücuda giren bir şarapnel parçası çıkarılamayabilir. Ve ya ileri seviye diz kireçlenmelerinde hasta ameliyata uygun olamadığı için protez implantasyonu mümkün olmayabilir. Ancak ağrı hala vücutta var olmaya devam eder. Ya da bir migren ağrısı tamamen ortadan kaldırılamayabilir. Sıklığı azalsa da migren atakları devam edecektir. İşte tüm bu ve benzeri durumlarda hastalarımız çaresiz ya da çözümsüz kalmakta olduğunu mesleki hayatımda çoğu kez tecrübe ettim. Yıllar boyu bu tarz ağrı sorunlarını çözmek için araştırmalar yaptım ve çok sayıda deneyimlerim oldu. Dünya da benim gibi ağrı sorunları ile uğraşan çok sayıda hekim bulunmakta ve bir çok ağrı tedavi yöntemleri geliştirilmiştir. Benim de kendime has ağrı tedavi modellerim olduğu gibi dünya da uygulanan ağrı tedavi modellerini de yakından takip etmekteyim.
Çeşitli ağrı tedavi yöntemleri özetle şöyle sıralanabilir:
- Ağrıyı paracetamol ya da non steroidler gibi ağrı kesicilerle takip edebilirsiniz. Ancak uzun vadede ve kornik ağrı kesici kullanımında bir çok yan etki bizleri de beklemektedir. Sadece çocuklarda paracetamol kullanımı hiperaktivite ile ilişkilendirilmektedir. Yine uzun süre non steroid anti enfilamatuvar (naprosksen, tenoksikam, ibuprofen, flurbiprofen, diclofenak, metamizol, etodolak, deksketoprfen…. gibi) kullanımının da böbrek, kalp, mide gibi organ yan etkileri mevcut. Uzun süre NSAİ(Non Steroid Anti Enfalamatuvar) kullanımı barsak florasını da bozar. Luzumunda kısa süreler kullanımında fayda varken uzun süreli kullanımlarını asla uygun görmüyorum.
- Ağrıyı kesmede bir diğer yöntem kortizon içerikli ilaç ve iğnelerin kullanılması. Bir önceki başlıkta non steroidlerden yani steroid olmayan ilaçlardan ve yan etkilerinden bahsetmiştik. Şimdi de gelin steroid yani kortizon kullanımının yan etkilerinden ve etkilerinden bahsedelim . Bilindiği gibi iltihabı baskılamada ve iltihaba bağlı ağrının baskılanmasında en etkin ilaçlardan olan steroidler normalde vücudumuzda da sentezlenmektedir. Akut ve kronik enflamasyonlarda vücudumuzun sentezlediği steroidler yeterli gelmeyeceği için biz hekimler dışardan takviye ilaç olarak vermekteyiz. Özellikle vücudun biyoritmine baktığımızda sabahları steroid salınımı en yüksek düzeydedir. Bu nedenle sabahları ağrı ve ateş düzeylerimiz hem hastalıkta hem de sağlıkta düşük düzeylerde seyreder. Akşam saatlerine doğru steroid salınımı fizyolojik olarak düştüğü için hem fizyolojik şartlarda hem de enfeksiyon gibi hastalık durumlarında ağrı ve ateş düzeylerimiz yüksek seyreder. Halk tabiriyle dertler akşamları azar cümlesinin bilimsel geri platformu bu meyanda cereyan eder. Ne varki kortizonlar ilaç olarak kullanıldığında iki ucu keskin bıçak misali bir yandan fayda sağlarken bir yandan da çeşitli komplikasyonları berberinde bünyesinde barındırır. Ağrıyı ve iltihabı gerçekten çok güçlü bir şekilde baskılar. Bu istediğimiz bir özellik. Beraberinde zihinle beden arasındaki bağlantıyı koparır. Bu asla istemediğimiz bir etki. Mide barsak irritasyonu , vücut da tuz ve su birikmesine neden olması ve buna mukabil kilo artışı asla istemediğimiz etkiler. Yine tuz ve su tutulumu tansiyonu da beraberinde yükseltecektir. Geldiğimiz şu noktada ivedi ve acil durumlarda kısa süreli kortizon kullanımı elzem olabilirken uzun vadede mutlaka ikame bir tedaviye geçmemiz zorunlu görünmektedir. Mutlaka yan etkisi daha az ya da kısa süreli tedaviler seçeneğini geliştirmemiz gerekmekteydi.
- Bir diğer yöntem cerrahi yöntemler. Örneğin ileri yaş ve ileri diz kireçlenmelerinde protez ameliyatları bir tercih olabilir. % 60 ın üzerinde başarı seçeneği olan bu yöntem gerçekten tıpta çığır açmıştır. Ancak her hasta protez ameliyatları için uygun olmayabilir ya da hasta ameliyatı kendisi tercih etmeyebilir. Neticede hastaların kendi tercihleri saygı göstermek zorundayız. Tercihi budur diye hastayı ağrıya terk edemezdik. Mutlaka başka bir seçeneği de olmalıydı. Cerrahi metotla tedavi edilen ve en yaygın ameliyatlardan bir diğeri bel fıtığı ya da boyun fıtığı ameliyatlarıdır. Gerçekten iyi bir cerrahın elinde fıtık ameliyatı sonuçları çok iyi olabilmektedir. Ben şahsen ameliyat olmak istemeyen hastaya asla dokunmam. Ona ameliyat olmasını öneririm. Ameliyat olmak istemeyen hastaya danışmanlık veriyorum. Ve çözümler üretmeye çalışıyorum.
- Nöral terapi: geçekten çok beğendiğim tedavi yöntemlerinden biri. İç organları deride dermatom sahalarına ağrı bir takım sıvılar enjekte ederek indirekt olarak ağrıyı kesme metodudur. Deriden gelen ağrı sinirleri omurilikte ileti sistemine gelir, aynı yola ilgili bir organın ağrı lifleri de gelerek beyne aynı yolakla iletilirler. Bu nedenle her iç organın ve hareket sisteminin bir dermatom sahası vardır. İndirekt olarak ağrı blokajı yaptığınızda ilgili organın da ağrısı kesilmektedir. Seanslar halinde yaptığınızda zamanla kümülatif ağrı da azalma hatta bitmesi söz konusu olacaktır. Yan etkileri ehil ellerde önemsenmeyecek kadar azdır.
- Proloterapi: Hareket sistemin ve eklem ağrılarını tedavisinde kullanılan bir yöntem. İlgili organın cilt dokusuna ve cilt altı dokulara ağrı yapıcı sıvı enjeksiyonları vererek ağrı kesme metotlarından biridir. Oldukça iyi sonuçları olan bir yöntem olup ehil ellerde yan etkisi önemsenmeyecek kadar azdır.
- Fizik tedavi yöntemleri: sıcak uygulamalar, radyofrekans dalga uygulamaları, infraruj doku ısıtma yöntemleri, germe egzersizleri, eklem aç haraketleri,… gibi fizik tedavi ve rehabilitasyon yöntemleri de ağrı yönetiminde oldukça başarılıdır. Bu mimvalde bizde tens, elektroterapi, germe egzersizleri ve gevşeme egzersizlerini hastalarımızda öneriyoruz.
- Akupunktur: kadim tıbbin en güçlü tedavi yöntemlerinden biridir. Vücuda uygun meridyenlere iğne saplamak yoluyla ağrı blokajı yapma yöntemidir. Mutlaka denenmesi gerek bir yöntemdir.
- Özel karışımlarla ağrı yönetimi: kendi geliştirdiğim özel bir farmakolojik karışımla ağrılı eklem; eklem içine ya da eklem dışına uygun enjeksiyonlarla ağrıyı tedavi edebildiğim bir yöntem. Hatta çoğu kez sebebi de ortadan kaldırdığım bir yöntem. Uzun yıllardır uyguladığım ve yeterli tecrübeye ulaştığımı düşündüğüm bir yöntem. Özellikle yaşa bağlı romatizmal (kireçlenme) ağrılarda ve dejeneratif eklem ve kas ağrılarında başarı sağladığım bir yöntem. En iddialı olduğum yöntemlerden birisi budur, diğeri ise PRP tedavisidir
- PRP ( Platelete Rich Plasma , Trombositten zengin plazma, kök hücre tedavisi): prp hasta kanından hazırlanarak ilgili deri ve deri altı dokulara ya da eklem içine uygulanan bir yöntem. Özellikle menisküs yırtıkları ameliyatsız asal düzelmez. Ancak prp ile menisküs yırtıkları düzelebilmektedir. Tabi nerede cerrahi uygulanacağı nerede prp uygulanacağı klavuzlarda net olarak belirtilmektedir. Biz kesin cerrahi endikasyonlarında asla diğer tedavileri önermiyoruz. Ancak hasta ameliyat olmak istemiyorsa onu da kusura bakmayın ağrıyla yaşamaya terkedemeyiz. Biz hekimiz ve daima hastalarımızın yanındayız.
- Nöral blokaj: ilgili sinirin köküne ya da omuilik düzeyinde bloke edilmesine dayanan bir yöntem. Benim uğraşı alanım değil. Ama sevdiğim yöntemlerdendir.
- Narkotikler: morfin ve türevleri özellikle metastatik kanserlerde son çare ya da tek çare olmaktadır. Çalıştığım hastanede ileri evre metastatik kanserli hastalarda acil tedavide maalesef narkotik vermek zorunda olduğumuz hastalarımız olmakta.
- Daha bir çok yöntem sayılabilir. Ama bir konuya da değinmeden edemeyeceğim. Ağrı kesmede biz hekimleri uygulamaları bu şekilde. Ancak hastaya da düşen görevler mevcuttur. Toksik beslenmeyi bırakması gerekir. Ben bu konuda da danışmanlık hizmeti veriyorum. Yine kilo vermekte eklem kas ağrılarını azaltacaktır. Kilo vermesi konusunda da hastalarımıza danışmanlık hizmeti veriyorum.
Dr. Alparslan KAHVECİ’den bir randevu alın
Herhangi bir ağrı yaşıyorsanız, yardımcı olabiliriz. Ağrı yönetimi ile ilgili Dr. Alparslan KAHVECİ’nin en iyi seçim olduğuna karar vermek için bugün +90 (543) 421 11 16 numaralı telefondan randevu alabilirsiniz .
Uzman Doktorumuz Dr. Alparslan KAHVECİ‘den görüş alın. İletişim Sayfamız için tıklayın.
Ağrı Ve Çeşitleri Nelerdir?, Kronik Ağrı Nedir?, Kronik Ağrı, Konya Fitoterapi Uzmanı, Konya Fitoterapi, Danışmanlık Hizmetleri, Ağrı Tedavisi, ağrı kesici ,ağrı kesici krem, ağrı kesici isimleri, ağrı bandı, ağrı kesiciler, an ağrı kesici, baş ağrısı , karın ağrısı, kulak ağrısı, boğaz ağrısı a ne iyi gelir, ağrı bölümü, ağrı bakım planı, ağrı bilimi, ağrı bandı nedir, b grubu ağrı kesiciler, ağrı çeşitleri, ağrı kesici, ağrı eşiği, ağrı fizyolojisi, ağrı formasyon